Suavi Kemal Yazgıç
Doğup büyüdüğüm evin bulunduğu cadde, o zamanki adıyla SSK
Samatya Hastanesi’ne dek uzanırdı. Rumca “Kumluk” anlamına gelen bir kelimeden
türeyen bu isim, “tabela”da ise yer almazdı. Cadde boyunca belli aralıklarla
Orgeneral Abdurrahman Nazif Gürman Caddesi ismi yazılmıştı. Hiç kimsenin
kullanmadığı, tanımadığı bir isimdi ve sadece “mesleğini ve rütbesini”
bilirdik. Meğer 1950’de yapılan darbe ihbarı üzerine emekliye sevk edilen 15
general ve 150 subaydan biriymiş o. 8 Haziran 1949 tarihinde atandığı
Genelkurmay Başkanlığı görevinden, 6 Haziran 1950 tarihinde Yüksek Askerî Şûrâ
üyeliğine atanmış 6 Temmuz 1950 tarihinde de emekli olmuş. Doğrusu kendi adıma
Samatya Caddesi isminin geri dönmemesi için bir sebep göremiyorum. Tabelaya
mahkûm bir isim tasarrufunun daha fazla devam etmesinin bir anlamı yok bence.
Fetihten sonra beş yüzyıl varlığı rahatsız etmeyen bir ismin darbeye karışmış
bir isimle değiştirilmiş olması, elbette manidar. Üstelik bölge insanının da bu
değişiklikte hiçbir dahli ve talebi olmadığı gibi, durumu ciddiye de almamış.
(En azından ben çocukken öyleydi.)