26 Eylül 2008 Cuma

3 bin yıllık çınarın kovuğu köfteci dükkânı oldu

Kapılı Çınar
Yalova'nın Çınarcık ilçesi yakınlarında bulunan ve yaklaşık 3 bin yıllık olduğu tahmin edilen çınar ağacının kovuğu, bir vatandaşa ekmek kapısı oldu.

Ağacının kovuğuna buzdolabı, masa, sandalye koyan vatandaş, kapı da taktığı ağacı köfteci olarak işletiyor.

14 Eylül 2008 Pazar

Bu çocuklar nereye bakıyorlar?

Ermeni Rum Mezarlığı'nı seyreden çocuklar
Bu çocuklar, böyle meraklı meraklı nereye bakıyorlar? Baktıkları yer, İstanbul Bağlarbaşı'ndaki Ermeni Rum Mezarlığı. Alışık oldukları mezarlıklara hiç benzemiyor. Mezarların başında dikili olan büyük mermer haçlar, Amerikan filimlerindeki ürkütücü sahneleri çağrıştırıyor olmalı... Bu yüzden, merakla birlikte, tedirgin bakışlarla süzüyorlar mezarları...

12 Eylül 2008 Cuma

İnsan, at ve çöp...

Gönüllü geri dönüşümcüler...
Kısıklı Mahallesi, Sefa Camii Sokak... Saat, 06.54. Ekmek peşinde koşan milyonlarca insan gibi, onun da mesaisi başlamış. Çöplerden kâğıtları ayıklıyor, topluyor ve satıyor. Aslında, tam bir "geri dönüşüm" hizmeti. Bu işi bir vakıf ya da dernek yapsa, belki de "çevrecilik" ödülü alacak... Ama o, şehrin koşuşturmacası arasında bir "çingene" olarak kalıyor...

7 Eylül 2008 Pazar

Tıknefes Sokak...

Tıknefes Sokak, ilginç ismiyle, arkasında bir hikâyesi olduğunu adeta gülümseyerek fısıldayan bir sokak. Belli ki, sokakların isimlerini yerli yersiz değiştiren belediyelerden kendisini korumayı başarmış.

Sokak isimleri değiştirildikçe, sokakların hikâyeleri de şehrin çöplüğüne atılıyor... Sokakların hikâyesini yazmak için, şehrin çöplüklerini karıştırmaya değer...

Şaşılacak benzerlik

Üsküdar Solak Sinan Mahallesi'nden geçerken, sokaklardan birinde, eskiden kaldığı anlaşılan bir afişle karşılaştım. Afişin üzerinde, "Solaksinan Mahallaesi Muhtar Adayı Hayri Öztürk" yazıyordu. Afişin bu kadar dikkatimi çekmesine sebep olan özelliği, fotoğraftaki muhtar adayının, şaşılacak derecede CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a benziyor olmasıydı... Hayri Öztürk, bıyıklarını kesmiş olsa Baykal'a çok daha fazla benzeyecek...

8 Ağustos 2008 Cuma

Kaldırımda uyumak...

Sosyal adalet nerede?
Burası Mecidiyeköy. Tarih, 8 Ağustos 2008. Bir anne ve küçük kızı, bir arabanın gölgesinde, kaldırım üzerinde öğle uykusuna yatmışlar. Belli ki, bu onlar için sıradan bir durum hâline gelmiş. Yanlarından gelip geçen insanların bakışları da, ne düşündükleri de umurlarında değil. Muhtemelen dilencilik yapıyorlar ve uyandıktan sonra buna devam edecekler. Peki ama, bu henüz ilkokul çağındaki küçük kız çocuğu ne olacak? Büyük bir ihtimalle okula gidemeyecek. Büyüyünce ne olacak? Dilenci mi? Ne dilenecek insanlardan? Merhamet mi? Küçük yaşında onun karşısına çıkmayan merhamet, büyüdüğünde mi çıkacak? O bir merhametle karşılaşsaydı, bir Ağustos günü kaldırımda mı uyurdu?